Montag, 9. April 2012

Islak odun ile vurmak.

namaz kılan 3-4 yaşlarında bir kız çocuğunun resmi var illaki görmüşsünüzdür,
kapalı falan.. burayı genellikle fikir belirtmek için değilde eğlenmek için kullanırım
ama birşeyler söylemeden edemeyeceğim; o çocuğun ailesini ıslak odun ile döveceksin arkadaş,nasıl bu kadar yobaz olabiliyor insanlar? din herkesin kendi tercihidir,bir birey özgürce düşünüp kendi din tercihini yapana kadar ona ne islam ne hristiyanlık nede yahuduliğe dair birşey öğretemezsiniz,onu saçma sapan emelleriniz için kullanamazsınız.. bi yaşa kadar kafası ''islam şöyledir islam böyledir,islam en iyidir'' fikirleriyle doldurulan bir çocuğun büyüdüğünde özgür bir tercih yapmasını nasıl bekleyebilirsiniz ki? a bir de o resim ile beğeni toplamaya çalışan orospu çocukları var ''allah için namaza duran bu kızımızı beğenip paylaşmayalımda ne yapalım? '' tarzı şeyler ile,onlara ıslak odunda yetmez direk oduna oturtacaksın..

hiçbir din diğerinden üstün değildir,eğer öyle olsaydı diğerleri yaratılmazdı..
ve hiç kimseninde küçücük çocukların geleceğine etki etmeye hakkı yok.
resmi her gördüğümde sinirleniyordum daha fazla dayanamadım,
söyleyeceklerim bu kadar,okuduysanız teşekkür ederim.

Montag, 2. April 2012

DAMLA ORHAN

Yuh lan! Ben önceden dememistim ama simdi diyorum YGS mi ÖSS mi ne boksa cok gereksiz. Birakin herkes okusun istedigi gibi. Hem devlet de daha cok para alir iste. Sorun ne? Birakin okusunlar. Böyle boktan sinavlar yapiyorsunuz. Belki matematikte cok kötü ama ilerde Televizyonculukda cok iyi olacak? Belki matematigi cok kötü ama sadece o sinavda gelen sorular kolay gelmistir veya tam tersi? Genclerin hayati baskalarin yaptigi sorulardan ibaret. Gelecegi ondan ibaret. Ne lan bu?

Duymussunuzdur zaten: Damla Orhan 17-18 yasinda sinav stresi yüzünden kalp krizi gecirip ölmüs. Acaba o kizin kafasinda neler gecti? Damla'nin ailesi nasil bir baski yapti? Okulu ve etrafindaki herkes.

Tabi ki herkes bir gün ölecek. Sen ben o su bu. Herkes. Ama ben cok kötü hissediyorum bu durumda ve Damla'nin o ölümü haketmedigini düsünüyorum. Katili kim diye sorarsaniz da bence bir zat devlet! bok vardi sanki bu sinavi koyacak? Birak herkes okusun iste.

Sonntag, 25. März 2012

My love is true.

Gecen cuma günü biri ile bulustum. Bir bar'a gittik ici kirmizi koltuklar ile dolu olan ve güzel müzik calan. Biraz ictik konustuk. Her seyi konustuk. Ikimiz ingilizce konustugumuz icin daha bir samimi bir konusma vardi. Birimiz bir kelime unuttugunda yardim ettik veya kücük oyunlar ile anlatmaya calistik.
Beyaz teninden, kirmizi saclarimizdan, baristan, John Lennon'dan, para'dan, alkol ve sigaradan, agaclardan her sey hakkinda konustuk. Bes bucuk saat sürdü. O bardak bu bardak derken konumuz es cinsellige geldi ve özgürlüge de. Ikisini anlatmak istiyorum size.

Ben o'na dedim arkadaslarim bana "Arkadaslarin es cinsel diye sevgilin yok."  dediklerini söyledim ve o da gülüp dedi bence arkadaslarinin es cinsel olup olmamasi önem tasimiyor. Her arkadasinla cikip sevismiyorsan eger dedi. Ben de tabi ki katildim. Sevgilisinin bisex oldugunu söyledi bana. O'nu dinlemek o kadar güzeldi ki. Görüsleri düsünceleri. Her seyi. "When she told me she's bisexual i just say -'oh okay that's not a big deal.'" dedi.  Yani o'na bisex oldugunu söylediginde ah tamam bu o kadar büyütülecek bir sey degil demis ve isine de devam etmis. Cünkü o'nun ve ayni zaman da benim icin de önemli olan insanlarin bize iyi davranmasi, sevmesi, güldürebilmesi, güvendirilmesi. Kiminle ne yapiyor neden yapiyor neden sevisiyor bunun hic bir önemi yok. O o kisinin vücudu ve bizim hakkimiz yok yargilamaya. Yargilanacak bir bok da yok. Dedi ki: "O su an beni seviyor ben de o'nu seviyorum. Bu bana yeter." dedi.
Ve o da benim gibi insanlarin insanlari yargilamasina tahammül edemiyor.

O bir hafta icinde kafama göre geziyordum. Ister sabahin 3-4'ünde ister 5inde. Cikiyordum disariya veya o saatte geliyordum. Karisan eden hesap soran yoktu. Bunu o'na da dedim. Diyor ki ot yasak ama alkol serbest. Oysa ki alkol ilk basta kafayi güzel yapiyor sonra da agresiflestiriyor kullanicilari. Alkol yüzünden kac milyon kisi öldü simdiye kadar. Ama ot? Ot'dan kimse ölmedi daha ve o sadece mutlu ediyor seni. Neden yasak? Din'den konustuk. Insanlarin dini yüzünden hayatinin özgürlügünü kisitliyorlar. Kendi kendine hem. Biz ikimiz Tanri'nin varolusuna inanmiyoruz ama bazen de inaniyoruz. Ama baska bir güc var. Baska bir seyin olduuna inaniyoruz. Sevgilisinin babasi polis dedi bana. O yüzden disarisi tehlikeli diye cikamiyormus hep istedigi zaman. Oysa öleceksen öleceksin. Ha gece ha sabah. Bunun bir önemi ve özelligi yok. Bu da seyahat özgürlüge giriyor. Ama cogumuzda yok o. Hele Türkiyede de hic yok! Bu beni sinirlendiriyor.

Farkettim de cok karisik yazmisim sonunu. Neyse iste özledim ben o cocugu. Cok güzel konusuyorduk. Bu ara benim eski sevgilim de bisex'di ve bir öküzdü. Ama onunla alakasi yok. Karakterinde öküzlük vardi.

Mittwoch, 7. März 2012

...

Beni taniyor.

Size bir sey anlatmak istiyorum. Sana da.
Dün sabah sabah yine küfür ettim uyandigimda. Yatagim buz gibi, iceriden sesler geliyordu, ve gözlerim yaniyordu. Dedim bir Facebook'a bakayim. Gelen Kutu (5). Sevindim. Hepsine teker teker cevap verdim, birden gözüme carpti. Cok sevdigim, gercekten benim icin cok degerli bir arkadasim bana "Bayan Özgürlük." diye mesaj atti. Baya sasirdim ama uykulu halimden dolayi tam anlayamadim ve sapsal bir "^^" isaret olarak geri mesaj attim. Aradan sanirim yarim saat gectikten sonra da "Lan nereden biliyor o bunuuu?" diye heyecan yapip sasirdim. Sonra da sordum. "Nereden biliyorsun?" diye. Baska birisi olsa, bilmiyormus gibi yapardim. Ama O'na yalan söylemek istemiyordum. Istemem de. Yazdigim her kelime ile kendimi ele veriyor musum. Üzülmüstüm ve silmek istiyordum.Gizli kalacakti cünkü bu Bayan Özgürlük. "Sacmalama, silmene gerek yok. Devam yaz" falan dedi. Ben de: "Kimse anlamazken sen neden anliyorsun?". Sonra bir cümle yazdi bana. O kadar mutlu oldum ki. Anlatamam. Ama söylüyorum:

"Çünkü seni herkesten daha çok önemsiyorum, bu da seni daha iyi tanımama sebep oluyor. Ben seni kendimden ayrı tutmuyorum sanki artık benden bir parçasın gibi bu yüzden seni iyi tanıyorum artık ."

Canim arkadasim benim. Düsünün, adimi, yasadigim yeri ve hicbir seyi yazmadim buraya. O sadece anladi ve hissetti. Böyle bir arkadas herkese lazim. Ama benim o.

Montag, 27. Februar 2012

Ayşe Arman'dan bir yazı..

Bunu gecenlerde buldum ve bence cok anlamli yazilmis. Okuyun.
 
1- Öncelikle şu konuda uzlaşalım. Eşcinsellik bir seçim ya da tercih değil. Tıpkı göz renginiz gibi, doğuştan gelir.
2- 5-6 yaşınızda bunu fark edersiniz ama kimseyle paylaşamaz, hatta kendinize bile itiraf edemezsiniz.
3- Daha o yaşlarda, büyük bir suç işlemişçesine utanç ve korku duyarsınız.
4- Feminen hareketleriniz varsa, okul hayatı sizin için tam bir işkence olacaktır. Yaşınız ilerledikçe, bu eziyetin sizin yüzünüze karşı yapılan dozu azalacak ancak arkanızdan yine dedikodunuzu yapmaya devam edecekler. Siz de üzülmeye...
5- Ama an gelip alışacaksınız, kimseyi takmamaya başlayacaksınız.
6- Aileniz de bu arada sizi sürekli deneyecek, sorgulayacak ve dikizleyecek! Ortalıkta bırakılan rujlara, topuklu ayakkabılara ilgi gösterip göstermeyeceğiniz, gizli bir göz tarafından sürekli izlenecek. Sürekli utanç dolu sorulara cevap vermek zorunda kalacaksınız.
7- Topluluk içinde televizyon seyrederken, ekrana bir eşcinsel çıktığında, etraftan gelen tepkiler, sanki size söyleniyormuşçasına yüzünüzü kızartacak. Bir an önce o ortamdan kaçmak isteyeceksiniz.
8- Okul ve mahalle arkadaşlarınız size lakaplar takacak. “Kız, kırık, top, yuvarlak, tekerlek” gibi. Onlar sizi dışlayacak, siz de defalarca ağlayacaksınız.
9- Herkes sizi, “içine kapanık, sessiz, uslu” olarak nitelendirecek, oysa sizin bir şeyleri gizleme çabasında olduğunuzu kimse fark etmeyecek.
10- Ergenlikle birlikte, sorunlarınız daha da büyüyecek. Her genç gibi. Artık önünüzde keşfedilecek bambaşka dünyalar olacak. Yalnız olmadığınızı, sizin gibilerin de varlığını ve kendilerini gizlediklerini fark edeceksiniz. “Demek ki, yalnız değilmişim!” diyerek, bir süreliğine rahatlayacaksınız.
11- Amaaaa zaman gelecek, gizlenebilmek çok daha zor olacak. Zorluktan da öte, artık ağır gelmeye başlayacak. Önce, kendinizi kendinize karşı aklamakla uğraşacak sonra kendinizi kabullenme sürecine gireceksiniz. Kabullenebilirseniz şanslısınız, artık gizli bile olsa bir kimliğiniz var demektir.
12- Ne kadar baskılamaya çalışsanız da, cinsel dürtüleriniz ortaya çıkmaya başlayacak. Rüyanızda öpüştüğünüz bir kadın değil, bir erkek olacak mesela.
13- İçinizde birtakım şeyler çığ gibi büyümeye başlayacak, artık paylaşıp rahatlamak isteyeceksiniz. İnternetiniz varsa ve şanslıysanız, kimliğinizi gizleyerek, birileriyle yazışacaksınız. Onlar sizi bir miktar rahatlatacak ancak bu defa da korkularınızı artmaya başlayacak.
14- Ne var ki gerçek hayatta size, komedi dizilerindeki gay karakterlere davranıldığı gibi davranılmayacak! Taciz edilecek, dışlanacak, tehdit edilecek, hatta dayak bile yiyeceksiniz.
15- Ergenlik bitimiyle birlikte ilk cinsel deneyiminizi yaşayacaksınız. Belki daha erken belki daha geç. Âşık olduğunuzu sanacaksınız. Hayatınız “O” olacak birden. Fakat o günün birinde, sizi hiç hesaba bile katmadan çekip gidecek. Mahvolacaksınız. Çok geçmeden hayatınıza başka biri girecek, tekrar tekrar kalbiniz kırılacak. O kadar ki, artık kırılabilecek kadar büyük parça dahi kalmayacak. Taş kalpli olup siz de başkalarını kırmaya başlayacaksınız.
16- Eşcinsel mekânları keşfedecek, yeni arkadaşlar edineceksiniz. O kadar çok arkadaşınız olacak ki, kendinizi ünlü zannedeceksiniz. Bir nevi geçmiş yılların hıncını alacaksınız bu dönemde. Herkes peşinizden koşacak. Sonra çoğunun boş olduğunu fark edip, daha çok acı çekeceksiniz.
17- Hayatın hiçbir şeyi karşılıksız vermediğini, tattığınız mutluluk kadar acı çektiğinizi bilecek, mutlu olduğunuz anlarda bile korkup üzüleceksiniz.
18- Artık arkadaşlarınıza gay olduğunuzu söylemekte bir mahzur görmeyeceksiniz. Şaşıranlar olsa dahi, genelde olumlu tepkiler alacaksanız. Destekleyecekler sizi.
19- Artık insanlara kendinizi kabul ettirmeye çalışmayacaksınız, sizi kabul eden insanları hayatınıza alacaksınız.
20- Hayata farklı bir pencereden bakacaksınız. Cinsiyetsiz, kimliksiz tamamen özgürce.
21- Derken, önünüze evlilik ve askerlik gibi iki önemli kâbus çıkacak.
22- Askerlik yapmayı tercih ederseniz, taaa en başa dönüp, okul çağlarındaki gibi dışlanmaları, baskıları göze alacaksınız demektir. Ya da eşcinsel olduğunuzu açıklayacak, bunu kanıtlayacak ve duvarınıza asabileceğiniz pembe bir tezkereye sahip olacaksınız. Bu süreçte tahmin edemeyeceğiniz kadar aşağılanacaksınız. Eşcinselliğiniz, geri dönülmez bir şekilde belgelenmiş olacak artık. Kendinizi küçük düşmüş, fişlenmiş ve sanki ikinci sınıfmışsınız gibi hissedeceksiniz.
23- Diyelim askerliğinizi yaptınız, bu defa da ailenizin “Hadi artık evlen!” baskıları artacak. Önünüzde üç seçenek olacak: A-) Evlenmeyi reddedip, ailenize gay olduğunuzu açıklayacaksınız. B-) Evlenmeyip durumu idare edeceksiniz. Yani gay olduğunuzu gizleyeceksiniz. Ama bu sefer de, “Neden evlenmiyorsun?” baskılarıyla baş etmeyi göze alacaksınız. C-) Hem kendinizi hem karşınızdakini mahvedecek, evleneceksiniz. Ailenizi mutlu edeceksiniz ama boynunuza bir ip takıp, kendinizi asmış olacaksınız.
24- Bunca şeye rağmen eşcinsel olmak, gerçekten bambaşka bir bakış açısı kazandırır size. Ne erkek ne kadın gibi bakarsınız hayata. Kadınların şefkatini, duygusallığını, mantığını, anaçlığını, erkeklerin gücünü, özgürlüğünü alır, farklı bir karışım olursunuz. Özendirmiyorum, sadece kendi fikrimi, yaşadığımı söylüyorum. Lütfen kimse bu yazıyı okuyarak eşcinsel olmasın!
25- Ve unutmayın herkesin, hepimizin çevresinde eşcinseller var. Çocuklarınızın da eşcinsel doğmayacağını garanti edemezsiniz. Sevmeseniz de yargılamayın...

Ayşe Arman

Freitag, 24. Februar 2012

Prayers for Bobby

Size cok sevdigim gercekten harika olan bir filmden bahsetmek istiyorum. PRAYERS FOR BOBBY. 
Anlatayim hikaye'yi. Bobby 20 yaslarinda bir genc. Ailesi de cok dindar bir aile.Özellikle annesi. Cok mutlu bir aile bunlar ve hatta Bobby'nin bir sevgilisi vardi. Kiz. Bir aksam arabada öpüsürken kiz daha fazlasini istedi ama Bobby istemedi nedense. Cok garip geldi ikisine de.Kiz da dedi yap lütfen diye.cani istiyordu. Dogal bir sey zaten hemen icinizden "Aaa ne azgin ne ayip kizmis" da demeyin. Bobby istemedi ve o aksam arabanin icinde o kizdan ayrildi. Ertesi gün yanindan kasli bir erkek gecti.O'na takili kaldi. Bir tuhaf hissetti ama. Anlayamadi önce. Anladiktan sonra da intihar etmek istiyordu, kendini es cinsel olarak kabullenemedigi icin. Abisi buldu ve endise ile sordu Bobby'e  sorunun ne oldugunu. Bobby basta cekindi ama sonradan da söyledi abisine. Tabii bu abisi icin kötü bir durum ne de olsa es cinsellik hiristiyanlikta da kötü görülüyor. SÖZ verdi kimseye söylemeyecegine. Özellikle annesine babasina.Ama söyledi, cünkü agizini tutamadi. Aile'nin nesesi o an yok oldu. Bobby'i psikologa gönderdiler "düzelmesi" icin. Terapilere basvurdular. annesi bir türlü kabullenemedi. Erkek gibi olsun diye tutturdu. Sonunda da evlatliktan reddetti. Ilk basta sorun degildi bu Bobby icin. Kuzeninin -o'nu oldugu gibi kabullendigi kuzeninin- yanina gitti. Baska Sehire.Orada barlara gitti ve hatta sevgilisi bile oldu. Mutluydular. Sevgilisini de baskasiyla görünce de dünyasi yikildi, cünkü herkes üstüne geliyordu ve göz önüne getirdi olan biteni. En basta da annesini. Köprüden atti kendini. Ailesi duyunca aile yikildi. Annesi de. ama hala kadin tutturmus "Tanri o'nu cezalandiracak cehennemde" diye agliyor. Öldü diye degil. Düsünsenize, oglu öldü diye degil, es cinsel öldü diye agliyor.Sacmalik!! Kiliselere gidiyor diyor ki "Acaba cennete gitme imkani olabilir mi? cünkü es cinsel ya.." Ama kilise bile es cinseller icin yilda bir festival icin ugrasiyordu. Bu cok abez geldi annesine. Kilise de yoldan cikmisti artik o'nun gözünde. Düsüne düsüne anladi artik. Öyle dogdugunu. Anlamadim diye agladi. Cok aci verici bir duygu izlerken. O da katildi o festival olmasi icin bir konusmaya. Orada cok güzel bir konusma yapti. Gözlerimyasardi. Yine izlemek istiyorum. Bu yazidan sonra yine izlerim. Sonra Onur yürüyüsüne de katildi baska bir sehirde, cünkü kendi sehirlerinde onaylanmadi. Artik anlamisti es cinsellik kötü olmadigini ama yobazligi yüzünden ne yazik ki gec anladi.

Dienstag, 21. Februar 2012

Üzücü gercek.

Bir adam 20-23 yas arasi es cinsel ve en iyi arkadasi da es cinsel. Görseniz bunlari kimse ayiramaz sanarsiniz. Ama ayirir! Peki kim ayirir? HALK BASKISI.
Senin ben zihniyetini sikeyem halk. Yobaz, gerizekali, düsüncesiz, acimasiz. Bu hikaye de bu sayfayi olusturma sebebim.
O 20-23 yaslarindaki adam -biz o'na bu yazida "Mert" ismini verelim- es cinsel oldugunu kabullenmisti. Hatta cok mutluydu. Sadece istedigi adam'i bulamamisti. Ama düsününce de kim bulabildi ki? 40 yil evli ciftler bile anladilar, bunun dogru adam veya dogru kadin olmadigini.
Tek sorunu oydu. Tabii ara sira insanlar "süpheleniyordu" bu durumundan ama hic takmiyordu bile. Bu ara, süphe kelimesi de ne kadar garip degil mi? Yine sanki bir suc islemissin gibi.
Etrafindaki "arkadaslari" o kadar büyük baski yapiyorlardi, hic umurunda bile degildi. Ama insanin canina bir süre sonra tak ediyor. Dayanamiyor.

Simdi O'nun bir sevgilisi var. Tüm arkadaslarinin tanidigi bir kisi. Erkek degil. KIZ! Ne kadar kötü, ne kadar üzücü degil mi? Bana anlatti bu durumunu. Baskiya dayanamiyormus ve baskidan kurtulmak icin, cinsel kimligi ortaya cikmamasi icin O sevmedigi, hissetmedigi, istemedigi kiz ile beraber.
Peki neden? Siz gerizekali yobaz halki yüzünden!
Insanlarin psikolijisini birak, resmen hayatin icine siciyorsunuz bu davranislarinizla. Biraz düsünün tamam mi? O simdi ne kadar mutsuz. Mutsuz ama rahat.Rahat ama mutsuz. SIZIN YÜZÜNÜZDEN!

Bu beni cok üzüyor bunu da bilin istedim. Keske ben Türkiye'de olsaydim da ben O'nun "sevgilisi" olurdum. Ben de o da rahat olurduk. Ve mutlu bile olurduk. O da, ben de.

Samstag, 18. Februar 2012

Homofobi öldür(t)ür.

Homofobi öldürür. Bunu illa ki duymussunuzdur diye düsünüyorum. Peki ya öldürttügünü düsündünüz mü? Neden onca "Es Cinsel Cinayeti" oluyor?
Bir eski Woodstock fotografinda bir kadin protesto eden afisi tutmustu. "BOMBING FOR PEACE IS LIKE FUCKING FOR VIRGINITY" yani türkcesi "BARIS ICIN BOMBALAMAK, KIZLIGIN ICIN SIKISMEK GIBI". Bence bu cok anlamli bir yazi. Nefret dolu bir hayat. Bu mu istediginiz?

Sen O'nu es cinsel diye döv O seni es cinsellei dövüyorsun diye, O da O'nu seni es cinselleri dövdügün icin dövdügü icin dövsün. Kafaniz mi karisti? Bence iki ve hatta 5 kere okuyun bu cümleyi. Cok karisik degil mi? Dünya bu kadar karisik olmamali. Mesela söyle cok daha güzel olur du: O es cinsel, O degil. Beraber geziyorlar.
Cümle kurmasi ve anlamasi da cok daha kolay. Ama ülkemiz cok kavgaci. Birak ülke'yi, dünya cok kavgaci. Bunca savas neden ciksin? Tanri da neden izin veiyor bunlara?
Mazeretiniz Tanri veya Allah'iniz es cinsellige karsi.
1.Bu kac yil önce denilmis haberiniz var mi? Yil olmus 2012.
2. Tanri cogu seylere karsi. GÜYA! Seks, acik giyinmek, sacini acmak, calmak, öldürmek, dövmek her seye karsi. Ama her sey yapiliyor. Bir es cinsellige karsi diye kulak asiliyor. Hem diyelim ki öyle. Kötü bir sey es cinsellik. E o zaman öldürmeyin. Günah, Haram! Birakin Tanri versin cezasini.Size mi düsmüs?

Insanlara özgürlügü vermiyorsunuz, en azindan kimi sevdigine karismayin. Sevsin.

Freitag, 17. Februar 2012

Merhaba!

Size önce kendimden bahsetmem gerektigini düsünüyorum.
Almanya'da dogdum, burada büyüdüm ama Türkiye ile iliskim cok iyi yillardir gelmememe ragmen. Basbakanin ne masallar anlattigini, kim neden kimi disladigini, dislandigini. Espri anlayislari, kitaplari, Tanri'ya bakis acilarini.
Ve sunu söylemek istiyorum. Yobazligin ilk kurali. Özgürlük her insanoglunun hakki'dir ve bunu hickimsenin elinden almaya hakkin yok,olmayacak da. Ayni zaman da o hakki ellerinden almayi istemek de bir suctur. Bunu bilin!
Türkiye'de insanlar korkuyorlar dini veya cinsel kimliklerini aciklamaya. "Aciklamak". Ne kadar garip bir söz degil mi? Sanki bir suc islemissin gibi.

"Tanri türkce kelime ve Allah'da arapca." Lütfen bunu da anlayin. Insanlari bu yüzden dövmeyin. Türkiye de yasiyorsunuz. Türkce'ye sahip cikin.
Gelelim es cinsellige. Buna da tirnak icine alacagim bir cümlem var.  
"Önemli olan sevmek. Neyi veya kimi sevdigin degil. Sadece sev."
Es cinsel olmak sapik demek de degil. Bunu da anlayin. Ben sanirim burada hep sikayet edecegim. Bana anlatilan bir kac hikayeleri sizlerle paylasacagim. Neden mi? GERCEKLERI GÖRÜN DIYE
Isimleri ama tabi ki vermeyecegim.

Tanri sizlere yardim etsin.-ve sizlerden cekenlere.